Duygular

Duygular, hayatta kalmamıza yardımcı olur.

Duygular sosyal yaşamın parçası olmayı ve de ilişki kurma becerileri göstermeyi sağlar.

Duygular her şekilde, her süreçte bireyin neye ihtiyacı olduğunu söyler ve kişinin adımlarını nasıl atacağını belirler.

Hissedilerek ifade edilen ve böylece hissettirilen duygular diğerine ulaşır. Anlamlı ya da anlamsız bir iletişim zinciri oluşturur.

Duygular evrenseldir.

Duygular otomatiktir.

Duygusal Gelişim;

Doğumdan çok kısa bir süre sonra bebekler ilgi, acıya karşı stres, ilk altı ay içinde öfke, şaşkınlık, sevinç, korku, üzüntü, utangaçlık, 18-24 ay içinde empati, kıskançlık, utanma, 30-36 ay içinde ise suçluluk, gurur, utanç duygularını yaşarlar. Bebeklerin bir yaşın sonuna kadar, geniş bir duygusal kapasiteye sahip olduğu ve farklı yollarla duygularını ifade ettikleri açıktır. Bir yaş civarındaki çocukların öfkeleri onların istediklerini elde edebilmek için duygusal tepkinin kullanıldığını gösterir.

Bu nedenle çocukların ifade ettikleri ilk duygular, arzu edilen hedefler ve sonuçlarla ilişkili olarak yapılanmıştır. İki yaşından itibaren çocukların dil ve bilişsel gelişiminin hızlandığı bilinmektedir. Üç yaşa gelindiğinde bu gelişim ile doğru orantılı bir şekilde çocukların duygulara dair farkındalıkları artmaktadır.

Böylelikle aileleriyle duygu içerikli konuşmalar yapabilir, diğerlerinin duygularını anlayabilir, akranlarıyla duygusal diyaloglara girebilir hale gelmektedirler.

Bu dönemde çocuğun sosyal çevresi ne kadar çeşitli olur ise duygusal deneyimler yaşamaya o kadar fırsat bulacaktır. Okul öncesi dönemde çocukların duygu regülasyon becerisi özellikle oyun oynarken ve akranları ile birlikteyken gözlemlenebilir.

Duygusal Gelişime Anne Baba Davranışlarının Etkisi;

Anne ve babanın güven verici, destekleyici ve hoş görülü bir biçimde çocuğuna yaklaşması, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi için en ideal etkileşim biçimidir. Anne babanın, hem çocuğun ilgi ve gereksinimlerine duyarlı davranarak, hem de çocuklarını denetleyerek bir denge yakalaması gerekmektedir.

Çocuklarının sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde destekleyen ebeveynlerin öncelikle çocukların gelişim dönemlerini bilmeleri ve çocuklarını kendilerine özgü bireyler olarak kabul etmeleri önemlidir.

Anne ve babanın çocuklarına sunduğu koşulsuz sevgileri, empati ve hoş görüye dayanan etkileşimleri çocuklarının bağımsız ve içten denetimli bir kişilik yapısı geliştirmelerini sağlar. Anne babanın çocukla iletişiminde güven ve saygının etkisi büyüktür. Bu bağlamda, aile içinde uyulması gereken sınırlılıklar ve standartların önceden belirlenmesi, çocuğa anlayacağı biçimde açıklanması ve rehberlik edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Detaylı bilgi için lütfen bize ulaşınız.

Uzm. Psikolog Ecem KOZALI MANCI

Ecem Mancı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir