Disleksi Nedir?
Disleksi terimi latince kökenli dis; yetersiz, leksia; kelime, dil anlamındadır. Kelime olarak okuma ve konuşma becerisindeki bozukluğu tarif eder.
Disleksi zekâsı normal veya normal üstü bireylerde olan dil bazlı bir öğrenme güçlüğüdür. Bu bireyler okuma, yazma, matematik ve kendilerini ifade etme alanlarında zorlanırlar. Disleksili kişiler genellikle kelimeleri telaffuz etmede ve yazmada zorlanırlar. Konuşmaya geç başlayabilirler veya konuşma yavaş gelişebilir. Disleksinin en belirgin semptomu okuma düzeyinin normalin altında olması ve bununla bağlantılı olarak okuma temelli akademik aktivitelerde ve günlük işlerde zorluk yaratması kabul edilmektedir.
Oluş nedenleri nedir?
Disleksinin kaynağının ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar disleksik bireylerin beyinlerinin farklı geliştiği ve çalıştığını göstermektedir. Ayrıca yapılan araştırmalarda dislekside güçlü genetik faktörlerin olduğu tespit edilmiştir. Ancak bununla alakalı olarak herhangi bir tedavi yöntemi spesifik olarak geliştirilmemiştir.
Nasıl fark ediliyor?
Bu sorun okuma faaliyetinin gerçekleşmesi sırasında açığa çıktığı için genellikle ilkokul döneminde fark edilmektedir. Aslında ilkokuldan önce teşhisi koyulan ve gerekli müdahale edilen çocuklar ilkokulu daha rahat geçirmektedir. Böylelikle çocukların psikolojileri olumsuz etkilenmemekte ve zaman kaybedilmemektedir. Bu süreçte erken teşhis ve doğru müdahale ile disleksi yaşayan bireylerde gelişme sağlanabilmektedir.
Disleksinin ilkokulda teşhis edilmesinin bir diğer nedeni de kreş döneminde var olan belirtilere ailelerin geçer, daha küçük gibi bir yaklaşımla bakmaları olabilmektedir. Genellikle kreş dönemlerinde disleksili çocuklar kendilerini ifade etmekte, yaşıtlarıyla kaynaşabilmekte ve etkinliklerde yaşıtları ile aynı performansı sergilemekte güçlük yaşayabilirler. Bu tip durumların dikkate alınması önemlidir. Ailenin şüphe etmesi durumunda bir psikiyatriste başvurulması süreci hızlandırmasını sağlar. Erken müdahale ile çocuk için uygun çözüm yollarına daha hızlı ulaşılabilir.
Teşhisin gecikme durumlarında çocukların kendilerini aptal ve işe yaramaz gibi tanımlamaya başladıkları gözlemlenir. Ayrıca okul ve akran ortamına uyum sağlayamadıkları için olumsuz bir ben algısı geliştirmeye başladıkları sıklıkla olan bir durumdur. Ayrıca bazen de disleksiye ek olarak başka bozuklukların da eşlik etme durumları olabilir. Böyle bir durumda çocuğun sıkıntı yaşadığı diğer alanlarının da beraberinde ele alınması ve çalışılması önemlidir.
Unutulmamalıdır ki hem aile ve psikolog/psikiyatrist hem de öğretmenin de iş birliği içinde bulunduğu bir süreç en iyi verimi sağlar. Psikolog Ecem Mancı
Detaylı bilgi için lütfen bize ulaşın.