
Vücudumuzun Dili: Duygularımız Hastalık Gibi Konuştuğunda
Çocuklarda Psikomatik Belirtiler: Bazı insanlar sık sık baş ağrısı, mide bulantısı, yorgunluk, çarpıntı, kas ağrısı veya göğüs sıkışması yaşar. Doktorlar yapılan tüm tahlil ve görüntüleme sonuçlarında hiçbir fiziksel neden bulamazlar. Ancak kişi hâlâ kendini hasta, gergin ya da bitkin hisseder. Bu durumda sorun çoğu zaman bedende değil, duygulardadır. Psikosomatik belirtiler, kişinin yaşadığı stresin, kaygının, öfkenin veya bastırılmış duyguların bedende bir şekilde dışa vurulmasıdır.
“Psiko” zihin, “somatik” ise beden anlamına gelir. Yani psikosomatik belirtiler, zihinsel süreçlerin bedeni etkilediği durumları tanımlar. Zihin ve beden bir bütün olarak çalışır. Duygusal yükler boşaltılamadığında ya da kişi kendini ifade edemediğinde, bu yük bedende bir yer bulur. Baş ağrısı, mide sorunları, kas gerginliği, uyku bozuklukları ya da nefes darlığı gibi yakınmalar bu şekilde ortaya çıkar.
Kaygı, korku, üzüntü veya öfke gibi duygular bastırıldığında, vücut bu enerjiyi taşımaya başlar. Örneğin sınav döneminde mide bulantısı yaşayan bir çocuk, ya da iş yerinde yoğun stres altındaki bir yetişkinin sırt ağrısı çekmesi, aslında “zorlanıyorum” diyen bedenin ifadesidir. Bu belirtiler tamamen gerçektir. Ağrılar hissedilir, mide bulanır, kalp çarpar; ancak kaynağı fiziksel değil, duygusaldır.
Ailelerin en sık yaptığı hata “Bir şeyi yok, abartıyor.” demektir. Oysa psikosomatik belirtiler, kişinin duygusal olarak yardıma ihtiyaç duyduğunun açık bir sinyalidir. Özellikle çocuklarda bu tür tepkiler sık görülür. Çocuk duygularını kelimelerle ifade edemediğinde, beden aracılığıyla konuşur. Sürekli karın ağrısından, baş dönmesinden ya da halsizlikten yakınan bir çocuk, aslında duygusal sıkıntısını anlatmaya çalışıyor olabilir.
Psikosomatik belirtilerin tedavisinde hedef, ağrıyı bastırmak değil, duygusal nedeni anlamaktır. Psikoterapi süreciyle kişi hem bedeninin verdiği sinyalleri fark eder hem de bastırdığı duygulara güvenle yaklaşmayı öğrenir. Duygular fark edildikçe, stresle baş etme becerileri güçlenir ve beden de yavaş yavaş rahatlamaya başlar.
Psikosomatik belirtiler zamanında ele alınmazsa, kronikleşebilir. Bu da kişinin hem fiziksel hem duygusal yaşam kalitesini düşürür. Ancak uygun psikolojik destekle beden ve zihin arasındaki denge yeniden kurulabilir.
Unutmayın, vücut ve zihin birbirinden ayrılmaz. Ruhumuz konuşamadığında, bedenimiz onun yerine konuşur. Vücudun verdiği mesajları bastırmak değil, anlamak gerekir. Çünkü bedeni dinlemek, sadece hastalığı değil, ruhun ihtiyaçlarını da fark etmenin ilk adımıdır.
Detaylı Bilgi için Lütfen Ulaşınız

